Tiroid nodülü ile ilgili sorular

Tiroid nodülü kimlerde daha sık görülür?
Tiroid nodülü genel olarak kadınlarda ve ileri yaşlarda daha sık görülür. Ülkemizde karadeniz kıyıları, iç anadolu, doğu anadolu bölgesi gibi bölgelerde tiroid nodüllerine veya tiroidin nodüllü ya da nodülsüz büyümesini ifade eden guatr hastalığına daha sık rastlanır. Bunun sebebi o bölgelerde iyot açısından fakir beslenme alışkanlığı veya karadeniz bölgesinde karalahana’nın çok tüketilmesi ya da genetik faktörlerin etkisi olabilir. Burada söz edilen iri nodüllerdir. Ancak günümüzde gelişmiş ultrason cihazlarıyla toplumun önemli bir kısmında 1cm’in altında, hatta birkaç milimetre çapında tiroid nodülleri saptanabilmektedir.
Tiroid nodülü belirtileri nelerdir?
Tiroid nodülleri çoğu kez, hastanın elini boynunun ön kısmında gezdirmesi ile veya ayna karşısında boynunu incelemesi ile fark edilir. Ancak 1 – 1.5 cm’in altındaki nodüllerin bu şekilde fark edilmesi oldukça güçtür. Tiroid için en yaygın şekilde kullanılan standart radyolojik görüntüleme işlemi ultrasondur. Günümüzde gelişmiş ultrason cihazları, birkaç milimetre çapındaki nodülleri bile saptayabilmekte ve kanser barındırıp barındırmadığı konusunda çok değerli bilgiler verebilmektedir.

Ultrason ayrıca, boyun orta ve yan kısımlarda bulunan lenf bezelerinin durumu hakkında da bilgi vermektedir. Özellikle papiller tiroid kanseri, boyun lenf bezelerine metastaz (sıçrama) yapabildiğinden, ultrasonla boyun lenf bezelerinin detaylı bir şekilde incelenmesi ve metastaz barındırıp barındırmadığı açısından değerlendirilmesi çok yararlıdır.

Kimi zaman nodüllerin özellikleri ve uzanımlarını değerlendirmek için ultrasona ek olarak MR (manyetik rezonans) ya da BT (bilgisayarlı tomografi) görüntüleme yöntemlerine de başvurulur.

Tiroid kanseri olabileceğinden şüphelenilen hastalarda kontrastlı (halk arasında ilaçlı) BT işlemi, ileride hastanın tedavisine katıkıda bulunabilecek radyoaktif iyot tedavisinin gecikmesine, ertelenmesine sebep olabilmektedir. Bunun nedeni, tomografide kullanılan kontrast maddelerin yoğun iyot içermesidir. MR incelemede kullanılan kontrast madde, iyot içermeyen, tamamen farklı bir madde olması sebebiyle böyle bir sakınca söz konusu değildir.

Özetle, tiroid kanseri şüphesinde, hastaya ileride radyoaktif iyot tedavisinin de verilebileceği göz önünde bulundurulursa, radyolojik görüntüleme tetkiklerinden ultrason ve MR yöntemlerinin tercih edilmesi, daha doğru olacaktır.

Tiroid nodülü tespit edildiğinde hangi testler yapılmalıdır?
Tiroid, kanda seviyesi rahatlıkla ölçülebilen hormonlar salgılar. TSH (tiroid stimulan – uyarıcı hormon) , FT4 (Serbest T4) ve FT3 (Serbest T3) tiroid bezinin fonksiyonlarını incelemek için en yaygın kullanılan kan testleridir. Tiroid bezinin her tür rahatsızlığında ilk etapta başvurulan bu testler, tiroid kanseri varlığı hakkında pek fazla bilgi vermez.

Tiroid nodülü değerlendirmesinde mutlak uygulanması gereken testler, tiroid ultrasonu ve gerekli görülürse ince iğne biyopsisidir. Hekim tiroid bezi iltihabı düşünüyorsa Anti-Tiroglobülin, Anti-TPO gibi kan testlerini ve başka bazı kan testlerini isteyebilir. Tiroidin meduller kanseri adı verilen ve nispeten daha nadir görülen tümöründen şüphelenildiğinde kanda kalsitonin adı verilen hormonun düzeylerine bakılması gerekebilir. Ayrıca nodüllerin uzanımını ve boynun diğer bölgelerini değerlendirmek için BT, MR gibi radyolojik tanı yöntemlerine de başvurabilir.

Tiroid sintigrafisi adı verilen görüntüleme yönteminde vücuda radyoaktif bir madde verilmekte ve tiroid bezi tarafından bu maddenin ne ölçüde tutulduğu incelenerek bir görsel çıktı alınmaktadır. Geçmişte çok yaygın olarak kullanılan bu yöntem, günümüzde yerini büyük ölçüde ultrasona bırakmıştır. Ancak hipertiroidi (tiroid bezinin fazla hormon salgılaması) gibi durumlarda değerlendirmenin bir parçası olarak kullanılmaktadır.

Soğuk nodül nedir ?
Sintigrafinin tiroid bezinin değerlendirilmesinde temel tetkik olduğu dönemlerden kalan bu terim, sintigrafide radyoaktif maddeyi tutmayan nodülü belirtmektedir. Geçmişte soğuk nodüllerin kanser barındırdığı fikri yaygındı. Ancak günümüzde nodülün kanser barındırma riski temel olarak ultrason ve iğne biyopsisi işlemleri ile değerlendirilmekte ve ameliyat kararını vermede en çok bu iki tetkik yardımcı olmaktadır. Bu nedenle soğuk nodül kelimesi giderek daha az kullanılmaktadır.

Sıcak nodül nedir ?
Sıklıkla tesadüfen tespit edilen nodüller kan tetkikleri sonucu ileri inceleme gerektiren aşırı hormon varlığı tespit edildiğinde tiroid sintigrafisi yapılmalıdır.Tiroid sintigrafisi yapılırken verilen iyot içerikli radyoaktif madde nodül bölgesinde yoğun olarak tutulur ve bu duruma ait görüntü yoğun içeriği sebebiyle ‘sıcak’olarak değerlendirilir ve oluşan görüntü nodülü ölçüleri oluşacak şekilde tanımlar.En bilindik örneği tiroidin toksik adenomlarıdır.

Çevre tiroid dokusuna kıyasla daha fazla radyoaktif madde tutan nodüllere de sıcak nodül adı verilir. Hasta hipertiroidi (tiroid bezinin fazla çalışması, TSH değerinin normalden düşük olması) varsa ve sintigrafide sıcak nodül tespit edilirse aşırı hormon üretiminin bu sıcak nodülden kaynaklandığı düşünülebilir.

Hangi tiroid nodüllerinin kanser içerme riski daha fazladır ?
Nodülün kötü huylu olduğunu düşündüren özellikler;

  • Elle muayenesinde çok sert olması
  • Tiroid çevresindeki boyun kasları, gırtlak gibi yapılara uzanarak işgal etmesi
  • Nodülle birlikte ses teli felcinin bulunması
  • Nodülle birlikte boyunda şüpheli, sert lenf bezelerinin varlığıdır

Ayrıca nodül ;

  • Gençlerde
  • İleri yaştakilerde
  • Geçmişte başka sebeple boyun bölgesine radyasyon almış kişilerde
  • Ailesinde tiroid kanseri bulunanlarda

saptandığında kanser içermesi açısından daha riskli olduğu kabul edilir.

Ultrasonda da kötü huylu nodüller, çoğu kez deneyimli bir radyoloğun fark edeceği bir görünüm sergiler. Bu durumda genellikle iğne biyopsisi gündeme gelmekte ve nodül içinden alınan hücre örnekleri, patoloji uzmanı hekimler tarafından değerlendirilerek ameliyat gerekliliği kararı verilmektedir.

 

 

 

Benzer makaleler