Anal Fissür Nedir ?

Anal kanalda ‘ mukoza’ adı verilen ve kanalın iç yüzünü döşeyen hassas  örtü tabakasının yırtılması ,yırtılma sonucu oluşan bir dizi hastalık  halidir. Anal bölge derisi yoğun sinir ucu içeriği nedeniyle çok hassas bir bölgedir. Bu bölgede ayrıca iki farklı ve iç içe yerleşik kas tabakası tarafından sarılıp gaz ve gaita kontrolü sağlanmaktadır. Kabızlık durumunda , özellikle vücut dışkılamaya hazır değilken yapılan zorlu dışkılamalar veya anal bölgenin çok tahriş olduğu ishal durumlarında bu bölgede yırtıklar oluşabilir. Son derece ağrılı olan bu yırtıklar kaslarda spazma yol açarak daha fazla basınca maruz kalırlar ve  oluşan kısır döngü ile kan dolaşımları yetersiz kaldığı için yırtık iyileşme şansı bulamaz.

Bulgular nelerdir ?  Hastalar dışkılarken şiddetli ağrı duyarlar.Ağrı doğru tedavi uygulanmadığı sürece giderek artar. Ağrıyla beraber kanama  da oluşabilir .  Ağrı dışkılamanın bitiminde daha belirgin ortaya çıkar ve saatlerce sürebilir. Bu ağrılar kişiyi günlük yaşamından alıkoyacak kadar şiddetli olabilir . Kanama ve kanam sonrası kötü kokulu akıntı genellikle sürecin uzadığı kronik anal fissür durumunda oluşur.Ağrı bel ve kalça bölgesine kadar yayılabilir. Sıklıkla “hemoroid” olarak tanımlanan anal fissürler sık görülen makat şikayetleri olarak yorumlanıp gereksiz ve faydasız ilaçlarla tedavi edilmeye çalışılır. Süreç hatalı teşhis ve eksik muayene ile hemoroid ameliyatına kadar gidebilir. Çünkü fissürlerde birkaç hafta içinde dışarıda küçük bir meme oluşabilir ve bu meme hemoroid memesi olarak değerlendirilip hemoroid hastalığı tanısı konulabilir. Anal fissür akut dönemde medikal tedavi ve hayat tarzı değişiklikleri ile iyileşir. Ancak tedaviye ve tüm önlemlere rağmen 6-8 hafta içinde nüksederse bu duruma kronik anal fissür denir.

Nasıl Tedavi Edilmelidir ? Anal fissür tedavisinde ilk adım  hastanın  ağrısının azaltılması ve eşlik eden bir kalın bağırsak sorunu olup olmadığının ortaya konulmasıdır. Ancak akut fissürlü bir hasta kısmen de olsa rahatlatılmadan parmak muayenesi ve kolonoskopi yapılmamalıdır.Hastanın dışkılama alışkanlığı ayrıntılı olarak sorgulanmalı ve doğru dışkılama önerileri mutlaka yapılmalıdır.İlk aşamada hastalara biri dışkılamadan sonra olmak üzere günde en az iki kez duşa girmesi, suyu dayanabileceği ama yanmayacağı kadar sıcak ayarlaması ve on on beş dakika anal bölgeye  tutması yani sıcak oturma banyosu önerilir.Anal fissür tedavisinde bir diğer seçenek  halk arasında “botox” olarak bilinen botulin zehirinin enjekte edilmesidir. Yaklaşık % 70 oranında başarılı olan bu yöntem geçici olarak makat kaslarının kısmi felci ile etki etmektedir.

Cerrahi Müdahale Hangi Hastalara Uygulanır ? Anal fissürde zamanlamaya dikkat etmek koşuluyla kesin tedavi ameliyattır. Ameliyatta anal kanalı çevreleyip kasan kaslardan içteki kısmen kesilerek yaranın kan dolaşımının artması ve kendiliğinden iyileşmesi sağlanır. Anal  fissür akut dönemde medikal tedavi ve hayat tarzı değişiklikleri ile iyileşir.Kronik anal fissürde ise cerrahi tedavi yolu seçilmelidir. Doğru yapıldığında başarı oranı % 98-99 civarında olmasına rağmen % 3-5 hastada gaz tutamama, ishal olunca dışkı kaçırma gibi sorunlara yol açabilmesi ve bu sorunların tedavisinin  zor olması nedeniyle, özellikle kadın hastalarda diğer önlemlerin işe yaramadığı kronikleşmiş vakalarda tercih edilir.

Sık karşılan bir sorun ameliyata rağmen iyileşmeyen fissürlerdir. Bu hastaların çoğunda yapılan incelemeler yetersiz tedavi yada  yanlış kasın kesilmiş olduğunu ortaya koymaktadır. Bu nedenle basit görünse de ameliyatın deneyimli bir cerrah tarafından yapılması çok büyük önem taşımaktadır.

Anal fissürde görülen ciltte et parçası, sarkma yada dilsi uzantı kronik lenfatik  sıkışmaya bağlıdır. Şişlik olması beraberinde hemoroidal hastalık yada abse olabileceğini akla getirmektedir. Ameliyat sırasında bu lezyonlarında çıkartılması gerekmektedir. Ameliyat sonrası sıklıkla çok hızlı ve yüz güldürücü iyileşme sağlanır. Hasta memnuniyeti oldukça yüksektir.

Benzer makaleler